Netflix Inc.

Netflix Inc., ABD merkezli, film-dizi yapımcılığı ve dağıtımı alanında iştigal eden şirket.

1997 yılında Kaliforniya’da Reed Hastings ve Marc Randolph tarafından kuruldu. İnternet üzerinden gerçek zamanlı veri akışı ve video-on-demand ile posta yoluyla DVD dağıtımı alanlarında uzmanlaştı. Adı, İngilizce internet anlamına gelen “net” ve Amerika’da günlük konuşma dilinde “filmler” anlamına gelen “flicks” kelimesinden türetildi.

İş Modeli

Netflix’in ilk iş modeli DVD satışı ve kiralama üzerineydi. Ancak şirketin kuruluşundan yaklaşık bir yıl sonra Hastings, posta yoluyla DVD kiralamaya odaklanmak üzere DVD satışlarını durdurdu. 2007’de Netflix, akışkan medya aracılığıyla internet üzerinden film izleme olanağı sunarak iş alanını genişletti. 2010’da Kanada’ya açıldı ve zaman içinde veri akışı servisi büyümeye devam etti. Bugün Netflix abone ücretleri ile gelir kazanıyor.

İçerik Üretimi

Netflix, 2013’te House of Cards adlı ilk dizisiyle içerik üretmeye de başladı. O günden bu yana film ve televizyon dizisi üretimlerini hızla artırdı. Şirket, 2016’da 126 orijinal dizi ve film yayımladı. Bu rakam, ücretli Amerikan televizyon kanallarının tümünün daha fazladır.

Ülkeler ve Kullanıcı Sayısı

Ocak 2016 itibariyle Netflix 190’dan fazla ülkede hizmet vermektedir. Temmuz 2017 itibarıyla Netflix’in 51,92 milyonu ABD’de olmak üzere dünya çapında 103,95 milyon abonesi bulunmaktadır.

Festivaller

Netflix yapımı filmler, geleneksel sinema dünyasında henüz tam anlamıyla kabul edilmiş değil. Netflix bunu festivallerde ödül alarak aşmaya çalışıyor.

Netflix’in sinema dünyasında kabul görmemesinin nedeni ise, Netflix’in sinema dünyası için bir tehdit yaratıyor olması. Daha önceleri, filmler önce sinemalarda gösterilir. Ondan en az 6 ay sonra televizyon kanallarına satılır ya da DVD haline gelirdi. Dolayısıyla sinema salonları endüstrisi kendisine bir gelir alanı buluyordu.

Ama Netflix bu kurala uymuyor. Filmler sinemalarla aynı tarihte ve hatta daha önceki bir tarihte gösterime giriyor. Bu da endüstrinin Netflix aleyhine mücadele etmesine neden oluyor. Mücadeleyi gördüğümüz nokta ise, festivaller. Başka alanda yapamadıkları mücadeleyi, endüstri Netflix’in festivallere girmesini engelleyerek göstermeye uğraşıyor.

Bunun en büyük örneği 2017 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’ye aday gösterilen Netflix yapımı Okja ve The Meyerowitz Stories filmlerinin aldığı eleştirilerdi. The Meyerowitz Stories Cannes seyircisi tarafından dakikalarca alkışlanmasına rağmen, Netflix yapımı olması sebebiyle eleştirilmekten kurtulamamıştı. Okja gösterimi sırasında ise, “bir Netflix Yapımı” yazan filmin başındaki jenerik sonrasında, on beş dakika süresince salon yuhaladı.

Cannes Festival Direktörü Thierry Fremaux tepkiler üzerine, Netflix’in orijinal filmlerinin Fransa’da vizyona girmesine müsaade etmediğini bu yüzden de festivalin yarışma seçkisinde yer alamayacağını, ancak yarışma dışı kategoride seyirciyle buluşabileceğini açıklamıştı.

Buna karşılık, Cannes’ın Netflix karşıtı politikası sebebiyle festivale kabul etmediği, Meksikalı yönetmen Alfonso Cuaron’ın ‘Roma’ filmi ile ; ABD’li kült yönetmenler Joel ve Ethan Coen kardeşlerin de, ‘The Ballad of Buster Scruggs’ filmleri Venedik’te Altın Aslan yarışına katılan Netflix yapımları olarak öne çıktı. Oscar ödüllü yönetmen Cuaron’un ‘Roma’ filmi Venedik Film Festilvali’nde Altın Aslan ödülüne layık görüldü. Bu ödül aynı zamanda Netflix’in sinema endüstrisinden aldığı ilk büyük ödül oldu.

ABD’de ise, geçen yıl ‘Icarus’ ile En İyi Belgesel Film kategorisinde Oscar kazanan Netflix, bu sene En İyi Film ve En İyi Yönetmen dahil 15 dalda yarışacak. Venedik’ten ödülle dönen ‘Roma’, 10 dalda aday gösterildiği Oscar’larda Netflix’in sinema dünyasındaki yerini daha da sağlamlaştılabilir.

Son olarak da, İspanyol yönetmen Isabel Coixet’in yönettiği ve yapımcılığını Netflix’in üstlendiği ‘Elisa y Marcela’ (Elisa ve Marcela), Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı için yarışıyor. Natalia de Molina ve Greta Fernández’in başrollerini paylaştığı film, 1880ler İspanya’sında birbirlerine aşık olan ve beraber bir hayat kurmak isteyen iki kadının gerçek hikayesini anlatıyor.

Ama festivale katılan bağımsız sinemacılar, festival yönetimine yazdıkları mektupta, filmin Netflix yapımı olması ve sadece Netflix platformunda izlenebiliyor olmasını eleştirdiler.

Uluslarası Sinemacılar Konfederasyonu (CICAE) da, Netflix’i büyük sinema festivallerini reklam amaçlı kullanmakla suçluyor. Festival yönetimi ise filmin İspanya’da vizyona girmesi nedeniyle festival kriterlerine uyduğu görüşünde. Festivalin basın sözcüsü Frauke Greiner gelen tepki üzerine, festivale katılım koşullarında aranılan kriterin, “katılımcı filmin, dünyanın her hangi bir bölgesinde vizyonda gösterilmesi” olarak belirlendiği, ‘Elisa y Marcela’nın da bu kriteri yerine getirdiği açıklamasında bulundu.

Sidebar